Thursday, December 13, 2007

half nelson







sonuç beklemeden izlemek. sadece izlemek için izlemek. hayatın kendisinden koparılıp çıkarılmadan gösterildiğini bilmek. kusursuzu gördükten sonra neden daha kötüsüyle yetiniyim duygusuna itse de bu adam beni, çok seviorm. oyunculuktaki durgunluğunu, bakışını, duruşunu. aşkı bile daha kolay anlatabilirim bi filmi anlatmaktansa. seviorm duyguları maksimize etmeyen filmleri.evet.

Sunday, December 2, 2007

pass this on

hayatın içine karışmaktan sıkıldığımı farkettim. yoruldum. bişilerin içinde olmaktan, sürekli devam eden hareket halinden, durmadan yenilenen olaylardan, konuşmalardan, insanlardan. önemli olan bazen herşeyin dışında kalıp uzaktan bakabilmek yaşananlara. televizyon izler gibi yapmak, müdahale etmek zorunda kalmamak. ve herşeyin masal olmadığını, gerçek hayatta rüyalara yer olmadığını farkedebilmek belki de. yedi aydır beni yoran aslında burda tek başına yeni bi yaşam kurmak diilmiş, zor olan hayatın içine karışmaya çalışmakmış. ama şimdi o kadar yaşanandan sonra yeni bişey öğrenebiliorum. uzak kalabilmek, yalnız olabilmek. huzuru insanlarda, hayatın ortasında diil kendinde aramak. kendin için yaşamaya başlamak..
sanırım zamanı gelen bu. tekrar gözlerimi kapayıp bu sefer bi kez daha dışardan bakmayı öğrenmeliyim. dünyanın etrafımda dönmesini izlemeli, olduğum yeri sahiplenmeliyim.



bir yerden bıkıp, yeni yola çıkan kişi,
çıktığı yolun hiç de yepyeni bir yol olmayabileceğini;daha önce zaten yürünmüş
bir yol olabileceğini de hesaba katmak
zorundadır:mutlak yeni yol yoktur:
ama, yola çıkacak kişi açısından, yeni yol
-çoktur...


oruç aruoba