Friday, December 25, 2009

selametler.



Sevgili 2009,
Sözlerime başlarken açık konuşacağımı belirtmek istiyorum. Seninle pek iyi anlaşamadık. Normalde senelerimin en azından bir bölümü iyi geçerken sende bu sene pek akılda kalan bir an yaşadığımız söylenemez. (En azından yazın bir bölümü ya da kışın başı eğlenceli geçebilirdi.) Bak cici 2008’ e, Ege’ yi getirmişti.Sanırım bir ayrılıkla başlamandan ilişkimizin pek iyi gitmeyeceği hakkında şüphelenmeliydim. Senenin genelini ev ve iş yerinde geçirmemin dışında bir dönemini de hastanede harcadığımı ve senden bana toplamda 8 dikiş izi kaldığını ise söylememe gerek yok heralde. Bunun dışındaki zamanları düşününce bir dönemi evde kızlarla geçirmiş olmamın, bir sürede olsa evde birilerinin sabit kalmasının hoş olduğunu söyleyebilirim. Tamam tamam, bir dönem gerçekten eğlendik bile denebilir. Ama bununla beraber de sürekli gelgitlerle dolu arkadaşlık ilişkilerim, zaman zaman iletişim kopukluklarımın olması gibi problemlerimizi de yok sayamayız. Kayda değer bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum(tamam twilightlar eğlenceliydi ama sonuçta gelip geçici heveslere kapılmanın alemi yok) Bol bol film izlenmesinin dışında Grey’ s Anatomy saplantım da bisüre gönlümü hoş tutmuştu. Yaz ayları gelmeden yapılan kısa Çeşme, Alaçatı gezisi her ne kadar eğlenceli olsa da bir haftalık tatilimin plansızlıklar (pff?!) nedeniyle yalan olması ise tamamen ayrı bir yazı konusu olabilir.
Her neyse gidişinin muhteşem olmasını temenni etmekten başka bir çaremiz yok sanıyorum. 2010’ a dair beklentilerimiz huzura ve sakinliğe, iç çatışmanın azalmasına bir adım daha yaklaşmaya dayanıyor.
Şimdi sakin sakin git, bir yaş daha yaşlanıp bunu fark etmediğimi de kimseye söyleme.
Selametler diliyorum sana benden kardeşçe.

Thursday, December 24, 2009

günlerden bir gün.

"insan doğru olduğunu yeğlediğine inanmayı yeğelemektedir." Francis Bacon
Hayatı acılarla geçmiş bir adamcağız aslında sevgili Bacon. Bundan 5 sene önce kadar kendisi hakkındaki yorumum şöyle olmuş; Belirtmek gerekir ki; Francis Bacon bilimsel yöntemi açıklamakta yetersiz kalsa da bilim tarihinde skolastik düşüncenin ve kalıplaşmış yargıların kırılmasında büyük yarar sağlamış bir filozoftur. O bilimin ve bilimsel bilginin önemini kavramış ve yaymaya çalışmış hatta bugünkü modern bilime tümevarım yöntemini kazandırarak yön vermiş bir düşünürdür.
Peki aslında insanın doğayı ve çevresini anlamada yetersiz kalmasının tek nedenini yanlış yöntemler kullanmasına bağlayan bu adamcağıza nereden sardım. Birincisi seneler öncesine dayalı yazılarımı bulmam, ikincisi ise yöntem sorununu bir anda idrak etmiş olmam olabilir.
Hayatımdaki yöntemleri sorgulamaya başlamak, -ki ortaçağ avrupasıyla kıyaslanamayacak kadar normal bi yaşantım olduğunu varsayabiliriz- belki de yeni bakış açıları kazanmak olarak bana geri dönebilir. Buradan da kendime ne fayda sağlarım -çünkü durduk yerde düşünüp, yazmayı sevmiyorum- diye düşünme sonucunu çıkarabilirim. Bunu iyice bir değerlendirip, doğru yöntem ve sonuca ulaşırsam paylaşmak bir seçenek olabilir. Ya da uyanıklık yapıp kendime saklayabilirim. -ki zaten kişisel birşey olacağı için kimseye de bir faydası olmayacaktır.

Neyse sonuç olarak eskinin güzel güzel düşünüp kafa yormuş abileri, ne güzel insanlarmışsınız.

Wednesday, December 23, 2009

505

bir film, dizi izlerken, bütün yüzleri tanımaya çalışmak, eğer tanıyorsan daha dikkat kesilmek, ayrıntıları yakalamaya çalışmak, diğer rolleri gözden geçirmek. acaba bu bile alışkanlıklarımı sevmeme mi delalettir?
kendini yabancı hissetmediğin yerlerde, senin her cümlenin anlamını, her kelimendeki vurguyu neden yaptığını bilen insanlarla iletişim kurmak hep daha kolay. ne demek istediğini anlayan, aslında anlamsız birşeyin anlamını yakalayan insanlar. 3 sene belki 5 sene sonra bile eskiden kalan tek kelimeyle kahkaha atabildiklerin.
ya da insan kokuları. yanlarında olmadığın an bile imkansız yerlerde kokusunu hatırladığın insanlar. annen, arkadaşların, ya da sadece ismi olan insanlar.
ne çok şey var hafızamda, ne çok hatıra. sadece canları istediklerinde ortaya çıkan.
oysa "zaman su gibi akıp giderken" hala işaretler almaya devam ediyorum kafama. bazen unuttuğumu sandığım bir yazıyla, bazen kısacık bir film sahnesiyle, ya da sözünü hatırlamadığım şarkıların melodisiyle.
farketmeden geçen zamanlarımda, farketmeden yarattığım anılarımda, bazen eskiyi özlerken, en güzelinin alışkanlıklarıma bağlı kalmak olduğunu farkediyorum.
ne demiş ünlü bir düşünür (-ki bu ben oluyorum); " alışkanlıklarımı değiştirmeyi sevmiyorum, düzenimi bozmayı, yeniliklere uyum sağlamayı.. "


*alt metin: evimi değiştirmek istemiyorum haha.

Tuesday, December 15, 2009

amerikan tanrilari

artik yarinin ne getireceginden korkmuyordu; cunku dun zaten onu getirmisti.

anisiyla sevdigimiz kitaplar.

hello stranger?

bir türlü mutlu olamama durumu. 2 senedir yazılan herşeyle beraber sonuçta kısmi enerjiyle dolup taşan bünyem aralarda sıkıntı sinyallerini göndermeden edemiyor. uzun süreli film izliyememe, kitaplardan sıkılma vb durumlardan sıyrılma çabaları bir yana bir de insanlara gıcık olma durumu vuku bulmakta son dönemde. şartlanmış olarak istenmeyen durumlardan kurtulma isteği diğer tarafta ise adaptasyon sorunu. kendi kendimi tedavi etmeye kalksam heralde böyle söylerdim. özel herhangi (baya herşeyden bahsediyorum burda) bir şeye karşı ilgi duyamamaktan sıkılmış bulunuyorum. eskiden sevdiğim herşeyi bir kenara bırakmış durumdayım. ne kitapçı geziyorum saatlerce, ne megabayt megabayt albüm indiriyorum. ayda bir yapılan dvd alışverişimi gayet iki aydır yapmıyorum. hep bi geçici eğlence, hep bi geyik hep bi boş muhabbet geliyor bütün bu olanlar. bir yerlerde düşürdüğüm heyecanımı bi bulsam kimse tutamıycak da beni, ah ben sıfır hafızalı bir insan olmasam. teşekkür ediyorum başka sorum yok.

Wednesday, December 9, 2009

kendime not.

-asla kimseyi fazla onemseme
-asla herseyin kalici oldugunu dusunme
-ailenle zaman gecir onlar sadece herzaman senin yaninda
-kendinle barisik oldugundan dalga gecmeyi abartma salak insanlar gercek sanabilir
-saclarinda fazla degisiklik yapma
-aglamayi unutma
-gereksiz bonkorluk yapma tek para kazanan sen degilsin
-insanlari eglenmek icin kullanmayi ogren diger zamanlar icinse kendinle kalabilmeyi
-istediklerini verdigin surece yaninda olan insanlardan uzak dur
-haftada bir temizlik yapmazsan baslamanin bir ay surecegini hatirla
-ayakkabiya cok para harcama
-ankarayi ozlemekten vazgecme kendi yatagin ve evin orada