Sunday, May 23, 2010

sooo normal.

çok canım acıyo bazen, göstermiyorum. bazen de bas bas bağırıyorum bakın ben çok üzgünüm diye ama işte onlar biraz yalandan oluo sanırım. ben ne zaman çok üzülsem kaçmak istiorum. kimse görmesin istiorum. sırf başka şeylere de üzülüp asıl üzüntümü unutmak için hatalar yapıyorum. suni mutsuzluklar yaratıorum kendime.
istediğim hiç birşeyin gerçekleşmediği bugünlerde kafamın üzerindeki yağmur bulutumla başbaşa kalmak istiorum. ki başkalarından gerçekleri saklamak için gereksiz üzüntü kaynakları yaratmıyım kendime (ya da onlara).
otururken bi yerde bazen çığlık ata ata bağırmak istiyorum bana bakan suratlara. "anlamıo musunuz çok mutsuzum ben" die. "çok canım yanı anlamıo musunuz? görülmüo mu gözlerimin 10 dkda bir yerli yersiz doluşu."
sorsalar söyleyecek sebebim anlatıcak derdim yok. çünkü kimse kimsenin mutsuzluğunu anlayamaz. benim sebeplerimi ben bile anlayamazken başkasına nası anlatırım.
geçer diye beklemekten yorulup uykuya sarılıyorum, yorganım bile kayıyor üstümden. tutunamıyorum bugünlerde hiç bişeye, uyanmaya sebep bulamıorum.


ve siz insanlar bazen gerçekten çok sıkıcısınız.

Friday, May 21, 2010

şşt! sakın ses yapma.









sabah uyanıp kahvaltı yapmak, sonra kitabımı okuyup, bahçede uyuyakalmak istiyorum. çok mu şey istiyorum bu hayattan?

Friday, May 14, 2010

bir hikayenin daha sonuna gelirken..

çok şey istiyorum bu ara hayattan. çok şey bekliyorum. bırakıp gitmek istiyorum herşeyi. yeniden başlamak ama hersabah yeniden başlamak istiyorum. yeni yerler, yeni insanlar tanımak, her gün aynı şeyleri yapmamak istiyorum. cuma' nın cuma olmadığı, pazartesi' nin pazartesi olmadığı günler yaşamak istiyorum. uyandığımda yaptığım sıralı şeyleri akşama kadar devam ettirmek, akşam yatağa yarın ne yapacağımı bilerek girmek istemiyorum. bir kere duyduğum heyecanı aylarca yaşatmaya çalışmak yerine, her adımımda yeni bir şeye heyecanlanmak istiyorum.
aklıma takılan sorular, bırakılıp gidilemeyecek insanlar olmasın istiyorum. sadece bir adım atmak arkasında hiç soru sormamak istiyorum.


Friday, May 7, 2010

Nothing is real, everything is possible.


As long as you don't choose, everything remains possible.

Sunday, May 2, 2010

zaman su gibi akar.

kısa zamanda yaşanan 3 büyük değişiklik.

1. modadan ayrılış.






















2. barcelona' ya gidiş.
















3. barcelona' dan dönüş.






















*evet orda de'nin tırnağı var.

ben şimdi ordan oraya savrulmıyım da kimler savrulsun.