Sunday, December 12, 2010

pasif depresif.

hani buzdolabini acar icine bakar dakikalarca da ne istedigine karar veremezsin ya. iste ben de hayata oyle bakiyorum uzun bi suredir. hep yanlis seyleri sectigim icin de durmadan kilo aliyorum sanki. her pazartesi diyete baslamak gibi her ay kendimi iyi hissedip herseyin duzelicegini hissediyorum. ama hep bi hata yapip en basa donuyorum. hep kendimi mutsuzluga surukluyorum. oldugum yerde kaybolmak istiyorum bi anda. oldugum hic bi yerde mutlu olamiyorum. hep bi hata yapiyorum. hep ayni seyleri yasiyorum. 28 yasinda hata yapmak normal eminim bundan. ama yapilan hep ayni hatalarsa buyuk bi terslik yok mu bunda? kendimi suclamak degil de bu ne yaptigini bilip neyi yanlis yaptigini bilip duzeltmemek bi turlu. kotu ruyalarin icinde donup dolasip uyanamamak. 
en korkutucusu da bunun bi hayat surebilecegini farketmek. 
yalnizliktan hic bahsetmiyorum bile. ben secmedim mi bunu? ben bilincli, bilincsiz tercihlerimle bu noktaya gelmedim mi? her elim yandiginda, izi gecince atese kosarak gitmedim mi? etrafimdaki insanlari ben uzaklastirmadim mi?
insanin en zor iliskisi kendiyle iste. biriyle mutsuz oldugunda ondan uzaklasmak kolay. ama kendinle mutsuz olup her sabah kendinle uyanmak. 
ben kendime uzakken, baskalarina nasil yaklasabilirim. her yaklastigimi bi anda kotu hatiralara cevirebildigimi bildikten sonra. 
ben hergun buzdolabinin karsisina gecip ne istedigime karar vermeye calistikca icindekiler de aziliyor. en sonunda tuketicek bisi bulamamak cok yakin. 

bunu yazarken bu caliyodu : regina spektor - apres moi.